Bilmeceler
Aldır abası, yeşildir cübbesi
Kiraz
Bir kuyum var, iki türlü suyum var
Yumurta
Gölgesiz dağlar aşar
Ses
Hak Taala hoş yaratmış Bir yeşil dal üstüne Kenarı zil varak Ortası altın varak
Gül
Açarsam dünya olur yakarsam kül olur
Harita
Uzaktan baktım hiç yok yakından baktım pek çok
Karınca
Eğri oturalım, doğru konuşalım.
Deve
Yeşil mantolu, kırmızı entarili, siyah düğmeli.
Karpuz
Yeter Çektiğim!
Fotoğraf makinası
Geceleri fener, gündüzleri söner.
Yıldız
Bir sözdür ki şeytan kaçar, Bir anahtardır, her kapıyı açar…
Bismillah
Minarede ses, Ölümsüz nefes
Ezan
Eğilirsin kalkarsın, Engelleri yıkarsın, Bazen perde açılır, Sen Kabe’ye bakarsın.
Namaz
Duygular içinde pirdir, Onsuz hayat zehirdir.
Sevgi
Uzaktan baktım hiç yok yakından baktım pek çok
Karınca
Eğri oturalım, doğru konuşalım.
Deve
Ben iki hasretlinin arasında dururum. Onları konuştururum.
Telefon
Şehirden şehire koşarım, köyden köye giderim fakat hiç hareket etmem.
Yol
Gece gündüz yufka açar!
Deniz
Sarıdır sallanır, dalında ballanır.
Portakal
Bir acaib nesne gördüm Alem bilir ismini Başını sürter kendini Öldürür cismini
Kibrit
Het didim Met didim Git şuraya Yat didim
Süpürge
Çıt demeden çalıya düşer
Güneş
Gökte açık pencere, kalaylı bir tencere.
Ay
Tırnağından övür alır Burnundan boğazlanır
Buğday
El eker dil biçer
Yazı
Dağdan gelir dat gibi Kolları var bıdak gibi Eğilir bir su içer Beğirir oğlak gibi.
Kağnı
Bir bağım var uzundur uzun
Sene
Ala bakar mora bakar Oturmuş bakla satar Baklanın okkası kaça dedim Çıldır çıldır yüzüme bakar
Kurbağa
Senede verir otuz okka üzüm
Ramazan
Beyaz duvar içinde, Sarı kanarya yatar.
Yumurta
Bakması güzel, Alması üzer.
Gül
Bir tas yoğurdum var, Yarısı ak, yarısı kara.
Göz
İncecik beli, Elimin eli.
Çatal
Tarlada biter, Makine büker, Sabah akşam Elimizi yüzümüzü öper.
Havlu
Bir sihirli fenerim, Kibritsiz de yanarım.
Ampül
Özü tatlı, Sözü tatlı, Candan daha kıymetli.
Anne
Dağlar ovalar aşar, sanma sakın yorulur, Bazan kabarır coşar, bazan ise durulur.
Irmak
İnci gibi dişlerim, odunları dişlerim.
Testere
Daldan dala atlarım, Kuyruğumdan sarkarım.
Maymun
Küçük mezar, dünyayı gezer.
Ayakkabı
Hırsız içerde, başı dışarda.
Çivi
Ak bir çubuk, tükenir çabuk.
Tebeşir
Ak bir çubuk, tükenir çabuk.
Tebeşir
Akşam çamur, sabah kömür.
Kına
Yer altında sakallı dede.
Pırasa
Dört köşedir beş değil, Kimse ondan hoş değil.
Kabir
Yeraltında uzun minare.
Havuç
Eli yok, ayağı çok.
Kırkayak
Zilim var, kapım yok.
Telefon
Kolu var, eli yok, Karnı yarık karnı yok.
Ceket
Elsiz ayaksız kapı açar
Anahtar
Çarığı çattım bacaya attım
Terezi
İstanbul’da pişti Kokusu buraya düştü
Mektup
İnce ince kadayıf Bizim hanım çok zayıf Bir kusuru varsa Bir gözü kayıp
İğne
Dağa varır seslenir, Köye gelir yaslanır.
Balta
Suda yayılır, karada bayılır.
Balık
Dört köşedir beş değil, Kimse ondan hoş değil.
Kabir
Havada uçar, kanadı yok.
Bulut
Canı var, kanı yok.
Kelebek
Dört ayaklı ayı, üstünde kabadayı
Sandalye
Özü tatlı, Sözü tatlı, Candan daha kıymetli.
Anne
Özü tatlı, Sözü tatlı, Candan daha kıymetli.
Anne
Yeşil mantolu, kırmızı entarili, siyah düğmeli.
Karpuz
Ben iki hasretlinin arasında dururum. Onları konuştururum.
Telefon
Ağzı vardır konuşmaz, yatağı vardır, fakat hiç uyumaz.
Akarsu
Ağzı vardır konuşmaz, yatağı vardır, fakat hiç uyumaz.
Akarsu
Şehirden şehire koşarım, köyden köye giderim fakat hiç hareket etmem.
Yol
Gece gündüz yufka açar!
Deniz
Geceleri fener, gündüzleri söner.
Yıldız
Taştandır demirdendir, Yediği hamurdandır, Bütün dünyayı doyurur, Kendi doymaz nedendir?
Fırın
Mavi atlas, Makas kesmez.
Deniz
İncecik beli, Elimin eli.
Çatal
Yeşil mantolu, kırmızı entarili, siyah düğmeli.
Karpuz
Sarıdır sallanır, dalında ballanır.
Portakal
Geceleri fener, gündüzleri söner.
Yıldız
Yeraltında uzun minare.
Havuç
Yeraltında kırmızı pancar.
Turp
Çat orda, çat burada, çat kapı arkasında.
Süpürge
Kolu var, eli yok, Karnı yarık karnı yok.
Ceket
Elsiz ayaksız kapı açar
Anahtar
Zilim var, kapım yok.
Telefon
Kat kattır amma katmer değil, Kırmızıdır amma biber değil.
Gül
Altın tas, gümüş tas; Birini kaldır, birini as.
Güneş ve ay
Çarığı çattım bacaya attım
Terazi
Havada uçar, kanadı yok.
Bulut
Maldan paradan verilir, Kırkta bir. Onunla Cennete varmadan, Cennet olur kabir...
Zekât
Eli yok, ayağı çok.
Kırkayak
On kareş, onunun da üstünde taş.
Parmaklar ve tırnaklar
Yer altında sakallı dede.
Pırasa
Fini fini fincan, İçi dolu mercan.
Nar
Benim iki pencerem var, Etrafı etten duvar. Her gün erkenden açarım, Gece olunca kaparım.
Göz
Biz biz idik biz idik, Otuz iki kız idik Ezildik buzulduk, Bir araya dizildik.
Diş
Çiğnenmeyen ak sakız.
Su
Gökten ay ile yıldızı kopardılar, kanımızın içine koydular.
Bayrak
Sayılmaz koyunum içinde bir koçum var
Ay
On ay yatar, İki ay kalkar, Feneri yakar, Etrafa bakar.
Ateşböceği
Canlı gider, cansız kovalar.
Araba
Alçacık dallı, Yemesi ballı.
Çilek
Kandilde var, mumda yok, Mendilde var, çulda yok.
Dil
Gökte gördüm bir köprü, Rengi var yedi türlü
Gökkuşağı
Dört ayaklı ayı, üstünde kabadayı
Sandalye
Çarığı çattım bacaya attım
Terazi
Uzaktan baktım bir karataş, Yanına gittim dört ayak bir baş.
Kaplumbağa
Başımda saç yok, içimde tat çok.
Kabak
Zilim var, kapım yok.
Telefon
Gece gündüz yufka açar!
Deniz
Kat kattır amma katmer değil, Kırmızıdır amma biber değil.
Gül
Benim iki pencerem var, Etrafı etten duvar. Her gün erkenden açarım, Gece olunca kaparım.
Göz
Tarlada biter, Makine büker, Sabah akşam Elimizi yüzümüzü öper.
Havlu
İncecik beli, Elimin eli.
Çatal
Taştandır demirdendir, Yediği hamurdandır, Bütün dünyayı doyurur, Kendi doymaz nedendir?
Fırın
Özü tatlı, Sözü tatlı, Candan daha kıymetli.
Anne
Küçük kare kutu, İçi insan dolu.
Televizyon
Bağlarım yürür, Çözerim durur.
Ayakkabı
Bahçede bağlı bohça
Lahana
Alaca yılan, Ağaca dolan
Fasülye
Fini fini fincan, İçi dolu mercan.
Nar
Yer altında sakallı dede.
Pırasa
Eğri çınar yerde yatar; Yerden alır, gökte yutar.
Deve |